İlk itirafımı bu konu hakkında yazmak istemezdim. Ama gelin görün ki aklıma ilk bu geldi. Çünkü bu akşam tam da bunları yaşadım.
Evde akşam saatleri korkunç bir karmaşa oluyor. Normalde daha sakiniz de eve baba girdi mi karmaşa zirve yapıyor. Bütün gün tepine tepine yorulmuş ve yorgunluktan düşüp yatacaklarına, huysuzluktan beter olan çocukların birbirine karışan ağlamaları, bağırış çağırışları, yemek saati, uyku saati, babanın anneye nispet yapar gibi yorgunum deyip tv karşısında sızması, hem de bu karmaşa sırasında, banyo-mutfak tepişmeleri, gidip gelişleri, çocukların uyumamak için çeşitli alavare dalavareleri, oofff, yazmak bile karıştırdı içimi. Daha eklemek gelmedi içimden. İnsanın alıp başını gidesi geldiği ama tabii ki hiçbir yere gidemediği bir karmaşadır kısaca. Baba pek etkilenmez de, açar televizyonu, seyredilecek birşey illa ki bulur ve kapatır kendini kendi kıt dünyasına. Bence otistiklerin televizyonun içine girip, adeta orada yaşamaları gibi bir hal hasıl olur. O yüzden etrafta kıyamet mi kopmuş, biri mi ölmüş, önemli değildir. İşte böyle zamanlarda her zaman değil ama bazen atarım kendimi banyoya. Bilgisayarı da alırım, kapatırım kapımı, tuvaletteyim edasıyla, çok da ilişemezler bana. Yarım saat kaldığım olur burada. Arada gelenler, gidenler olur mutlaka da, gene de dört duvarda yalnız kalma fikri bile iyi gelir bana. Bazen hiç kaçacak fırsat olmaz, çocuklar uyuduktan sonra yaparım. Bu koşulda bile iyi gelir bana orada olmak. Denemeyen varsa deneyin mutlaka.
M.